Alman döküm endüstrisi, 2025 yılında da krizden çıkamayacak gibi görünüyor. Yılın ilk yarısında zayıf bir performansın ardından, Alman Dökümcüler Birliği (BDG), döküm üretimi tahminlerini bir kez daha aşağı yönlü revize etti.
Birlik artık, bir önceki yıla kıyasla yaklaşık %4’lük bir düşüş bekliyor.
2024 sonbaharında BDG, sektörde büyük ölçüde istikrarlı bir gelişim öngörmüştü. O dönemde olası risklere değinilmiş olsa da, “yatay hareket” varsayımı fazla iyimser çıktı. 2025’in ilk yarısında demir ve çelik dökümhanelerindeki üretim %8 düşüşle 1,34 milyon tona geriledi.
Demir dışı metal dökümünde de benzer bir düşüş yaşandı: %8,2 azalarak 370.000 tona geriledi. İhracattaki düşüş ise daha belirgin: demir ve çelik dökümhanelerinin ihracatı %8,8, demir dışı metal dökümhanelerinin ihracatı ise %17,5 oranında azaldı.
Otomobil Üretimi ve Ticaret Engelleri Ana Nedenler
Sektördeki zayıflığın başlıca nedeni, Avrupa’da otomobil üretiminin düşmesi. İspanya (%-10), Birleşik Krallık (%-7) ve Macaristan (%-5) gibi önemli üretim merkezlerinde üretim önemli ölçüde azaldı. Almanya’da üretim %4 artmış olsa da, bataryalı elektrikli araçlar gibi daha az döküm bileşen gerektiren tiplerde üretim artarken, içten yanmalı motorlu araçlarda %4 düşüş görüldü.
Uluslararası ticaret koşulları da sıkılaştı. Ağustos ortasında ABD, 100’den fazla döküm ürünün gümrük vergisini %50’ye yükseltti. Bu durum, motor blokları, silindir kafaları ve pompa gövdeleri gibi ürünleri etkiliyor. Almanya’nın toplam döküm ihracatının %5’i doğrudan etkilenirken, ABD’ye gönderilen makineler veya araçlar için döküm parçalar kullanılıyorsa, bu oran dolaylı olarak %80’e kadar çıkabiliyor.
İhracat Düşüşü ve Sektöre Özgü Yükler
Yabancı araç üretimine yönelik ihracat, sektör için kritik bir zayıflık gösteriyor. Beş yıl önce bu segment istikrar sağlayıcı bir faktördü; payı %54’ten %65’e yükselmişti. Ancak şu anda orantısız bir düşüş söz konusu. Makine mühendisliği sektörü de zayıflıyor: yılın ilk yarısında siparişler %2 azalırken, üretim %5 düşüş kaydetti.
Temmuz ayında kapasite kullanımı %75 ile kritik %80 seviyesinin altında kaldı. Birçok şirket, olası toparlanmaya hızlı yanıt verebilmek için kapasitelerini kasıtlı olarak düşük tutuyor. Ancak bu, birim maliyetlerin artmasına ve istihdamın daha da azalmasına yol açıyor. Haziran 2025’te sektördeki çalışan sayısı bir önceki yıla göre %8 azaldı; bu seviye, en son finansal kriz ve koronavirüs pandemisi sırasında görülmüştü.
Bu durum, döküm endüstrisini bir ikilemle karşı karşıya bırakıyor: vasıflı işçi eksikliği yapısal bir risk oluştururken, devam eden kapasite yetersizliği şirketleri personel kesintisine zorluyor.
Politik Belirsizlikler Krizi Derinleştiriyor
BDG’ye göre, ekonomik ve yapısal faktörlere ek olarak politik belirsizlikler de durumu ağırlaştırıyor. BDG Piyasa Analizi ve Ekonomi Başkanı Dr. Tillman van de Sand, son raporda şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Örneğin uygulamaya konulan süper amortisman teşvikleri, yalnızca federal hükümetin Almanya’yı daha uzun vadeli bir perspektifle desteklemeye karar verdiği takdirde, orta ölçekli sanayi şirketleri üzerinde etkili olabilecektir. Enerji maliyetlerine yönelik desteklerin hala tartışılması, yatırım kararlarını daha da felç ediyor.”
2025’in ikinci yarısında istatistikler baz etkisi nedeniyle biraz iyileşmiş görünse de, temel sorun devam ediyor: döküm endüstrisi yapısal ve talep kaynaklı değişimlerden geçiyor. BDG’ye göre, 2026’dan itibaren özel fonlar ve yatırım programları belirgin bir toparlanmayı başlatabilir.
