Yönetim Kurulu Başkanımız Sn. Umur Denizci 7 Aralık 2020 tarihinde Dünya Gazetesine açıklamalarda bulundu. Döküm Sektörünün Ana metal sanayi içerisinde yer almasından kaynaklı sektörün vergi, teşvik ve enerji tarifelerinde problem yaşadığını bu konunun bir an önce düzeltilmesi gerektiğini belirtti.
Ana metal sanayi içinde tanımlanan dökümcüler, ayrı bir sektör olarak görülmek istiyor. TÜDÖKSAD Başkanı Umur Denizci, özellikle demir çelik içinde tanımlanmanın sektörü vergi, teşvik ve enerji tarifeleri açısından zorladığını söyledi.
Başta demir-çelik olmak üzere ana metal sanayisindeki diğer sektörlerin bir parçası olarak görülmenin dezavantajını yaşadıklarına dikkat çeken döküm sanayicisi ayrı bir sektör olarak tanımlanmayı talep ediyor.
Konu ile ilgili DÜNYA’ya açıklamalarda bulunan Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD) Yönetim Kurulu Başkanı ve Dünya Dökümcüler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Umur Denizci, döküm sektörünün demir çelik sektörüyle tek ortak noktasının yüksek sıcaklıkta demirin ergitilmesi olduğunu ifade etti.
Bunun haricinde bütün üretim parametreleri, çıktıları ve son dönemde gündemdeki konular arasında yer alan çevre ve sürdürülebilirlik dahilinde emisyon tipleri ve miktarlarının ana metal sanayisindeki diğer sektörlerden farklı olduğunu anlatan Denizci, “Bu noktada, herhangi bir yasal düzenleme ya da yeni mevzuat çalışmasında ana metal sanayisindeki diğer sektörlerle birlikte sınıflandırılmamız bize pratikte önemli sorunlar yaratabiliyor. Bu noktada sektör olarak mevzuatsal açıdan ana metal sanayisindeki diğer oyunculardan ayrı bir şekilde değerlendirilmek istiyoruz.” dedi.
“Çözüm bulmaya çalışıyoruz”
Öte yandan, Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa Kömür Çelik Topluluğu’nun aldığı kararlar sonrasında çelik sektörünün ülkeler tarafından desteklenmeyeceğine dair kararlara, hatalı bir şekilde metal döküm sektörünün de dahil edildiğini kaydeden Denizci, “Bu ve benzeri yaklaşımlar sektörümüz açısından oldukça endişe verici. Zira ihracat odaklı bir sektör olduğumuz için rakiplerimiz olan diğer ülkelerin döküm sektörleriyle rekabet noktasında, bu gibi hatalı uygulamalarla dezavantajlı duruma gelebiliyoruz. Bu bağlamda yapılacak ayrı mevzuat çalışmaları sektörümüz için büyük öneme sahip.” değerlendirmesinde bulundu.
Elektrik maliyetlerinde de demir-çelik sektörüyle bir tutulduklarını anlatan Denizci, “AB uyum düzenlemeleri gerekçesiyle 2005 yılına kadar kullanılan ark ve indüksiyon ocakları elektrik tarifesi, uyum düzenlemeleri çerçevesinde kaldırıldı. Bu duruma temel olan AB direktifi AB ülkelerine uygulanmıyor. Buna bağlı olarak AB ülkelerindeki rakiplerimiz de bize karşı ciddi avantaj sağladı. Biz sektörümüzde, uygulamalara bağlı olarak enerji maliyetlerimiz yükseldi. Bu kapsamda; enerji yoğun sektörlere ya da metalürji süreçlerinde üretim yapan sektörlere hangi ülkelerde ne tür teşvikler verildiğine dair raporlar hazırlayarak ilgili Bakanlıklarımıza iletiyor ve bir çözüm yolu bulmaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.
GTİP numaraları sorunlu
Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonları (GTİP) konusunda sorunlar yaşadıklarını dile getiren Denizci, “Mevcut GTİP numaraları, bizim ürünlerin malzemesi veya üretim yöntemlerinin tanımlanması konusunda yetersiz kalıyor. Metal döküm sektörünün en önemli iki alıcı sektörü otomotiv ve makine sektörlerine ihracatının (ve bu alandaki ithalatın) en önemli bölümü otomotiv veya makine teçhizatı GTİP numaraları altında gerçekleşiyor. Söz konusu GTİP numaraları altında kimi zaman yalnızca metal değil farklı malzemelerden üretilen ürünler de yer alabiliyor. Bu durumda sektörümüzün resmi ihracat rakamları, yalnızca GTİP tanımında ‘metal döküm’ geçen pozisyonlar kullanılarak hesaplandığında, ancak yüzde 10’u kadar görünüyor. Ayrıca çeşitli sektörlere yönelik ilave gümrük vergisi uygulamaları da aynı pozisyonlar üzerinden gerçekleştiği için sektörümüze esas zarar veren kalemler ayrıştırılamıyor ve bunlara vergi konması imkânsız hale geliyor.” şeklinde konuştu.