Temmuz 2024'te Avrupa Döküm Sektörü Eğilim İndeksi (FISI), hafif bir yükseliş göstererek 95,5 puana yükseldi.Bu, endeksin 94,5 olarak gerçekleştiği bir önceki aya kıyasla 1,0 puanlık bir artışı temsil etmektedir.
İndeksteki bu mütevazı iyileşme, Avrupa ekonomisini şu anda etkileyen bir dizi faktöre dayandırılabilir. Öncelikle, Avrupa genelindeki ekonomik olarak hafif bir rahatlama ve daha iyimser bir görünüm söz konusudur. Son göstergeler, zorlukların devam etmesine rağmen, dökümcülük endüstrisi de dahil olmak üzere birkaç endüstri sektörünü olumlu etkileyen bir kararlılık duygusu olduğunu göstermektedir. Ayrıca, yaz tatili nedeniyle veri hacmindeki azalma zaman zaman endeksin daha az hassas ölçülmesine yol açabilmektedir. Ancak genel eğilim, bu mevsimsel değişkenliğe rağmen olumlu olmaya devam etmektedir.
Son olarak, otomotiv sektörü toparlanma belirtileri göstermiş, bu da döküm endüstrisine destek sağlamıştır. Otomotiv bileşenlerine yönelik yenilenen talep, FISI'deki genel iyileşmeye katkıda bulunmuş ve sektörün Avrupa'daki dökümhane üretiminin itici gücü olarak önemini yansıtmıştır.
Bu artış olumlu bir gelişme olarak karşılansa da, rakamlara temkinli yaklaşmak önemlidir. Genel ekonomik ortam hala karmaşıktır ve döküm endüstrisi önemli zorluklarla karşı karşıya kalmaya devam etmektedir. Bununla birlikte, ekonomik iyimserlik, mevsimsel faktörler ve sektöre özgü dayanıklılığın olumlu etkileri, Temmuz ayı için FISI'deki bu hafif iyileşmeye toplu olarak katkıda bulunmuştur.
Bu arada, Avrupa Ticaret Eğilim İndeksi (BCI) Temmuz ayında -0,46'dan -0,61 endeks puanına gerileyerek bir düşüş daha yaşamıştır. Bu düşüşün devam etmesi, indeksin kritik eşik olan 0 endeks puanının altında kalmaya devam etmesi nedeniyle iş ortamındaki zorlukların devam ettiğini vurgulamaktadır.
Temmuz ayındaki BCI'deki bu düşüş, birkaç faktöre bağlanabilir. Öncelikle, sipariş seviyelerine ilişkin daha olumsuz bir değerlendirme yapılmış, bu da endüstride zayıf bir talep görünümünü yansıtmaktadır. Siparişlerdeki bu düşüş, gelecekteki üretim kapasitesi ve talep konusunda artan endişeleri işaret etmektedir. İkinci olarak, yaz tatili sırasında yaşanan tipik yavaşlama ekonomik faaliyetleri daha da zayıflatmış ve genel düşüşe katkıda bulunmuştur. Son olarak, yaklaşan AB Komisyonu ve getirebileceği olası politika değişiklikleriyle ilgili belirsizlik, işletmeler arasında tereddüte neden olmuş ve zaten temkinli olan piyasa duyarlılığını daha da kötüleştirmiştir.
Tüm bu faktörler doğrultusunda şirketler hem mevcut hem de gelecekteki ekonomik koşullara karşı temkinli olmaya devam etmiş ve daha karamsar bir iş ortamı ortaya çıkmıştır.
