TİM Avrupa Yeşil Mutabakatı Enerji ve Kaynak Yoğun Sektörler Farkındalık Toplantısına Katıldık
26 Ekim 2020 Pazartesi günü Avrupa Birliği, Avrupa Yeşil Mutabakatı hedefleri kapsamında enerji ve kaynak yoğun sektörleri kapsayan bir farkındalık toplantısı gerçekleştirildi.
Otomotiv Endüstrisi, Çelik, Demir ve Demir Dışı Metaller, Kimyevi Maddeler ve Mamulleri, Makine ve Aksamları, İklimlendirme Sanayi, Çimento, Cam Seramik ve Toprak Ürünleri, Madencilik Ürünleri sektörlerinin katıldığı etkinlik büyü ilgi görürken, Derneğimizi temsilen Genel Sekreter S. Koray Hatipoğlu ve İş Geliştirme Uzmanı Tunçağ C. Şen katılımcı olarak takip etti.
Toplantı TİM Başkanı Sayın İsmail Gülle'nin açılış konuşmasıyla başladı. İklim değişikliğinin tarımdan sanayiye tüm sektörlere büyük etkileri olacağının bilincinde olduklarını belirten Sayın Gülle, ilgili Bakanlıklar nezdindeki girişimlerinin yanısıra bünyelerindeki İklim Komitesi önderliğinde, iklim değişikliği ve ekonomik uyum konularında farkındalığı artırmak ve ihracatçılara yol göstermek adına geniş katılımlı bilgilendirme etkinlikleri ve iklim değişikliği uzmanları yetiştirme programlarına devam ettiklerini vurguladı.
Sonrasında, İstanbul Bilgi Üniversitesi DTÖ Kürsüsü Profesörü, Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Kürsüsü Dr. Öğretim Üyesi, Uluslararası Ticaret ve Tahkim Hukuk Uygulama ve Araştırma Merkezi Direktörü Dr. Pınar Artıran gerçekleştirdiği sunumda çevre dostu üretim ve ihracat, karbon fiyatlaması, sınırda karbon düzenlemesi, yeni sanayi stratejisi gibi birçok önemli başlıkta katılımcılara paylaşımlarda bulundu.
Sunumunun başlangıcında başta Paris Anlaşması olmak üzere çevre ve iklimle ilgili uluslararası hukuki metinler hakkında bilgiler veren Dr. Artıran, çevre ve sürdürülebilirlik kavramlarının artık ülkeler arasındaki serbest ticaret anlaşmalarında ve ikili yatırım anlaşmalarında dahi yer aldığına dikkat çekti.
Sunumun ilerleyen bölümlerinden öne çıkan başlıklar ise şu şekilde;
Bu doğrultuda global düzeyde uluslararası ticaret dinamikleri tekrar dizayn ediliyor ve Türkiye olarak sadece AB değil ihracat yaptığımız ülkelerin çoğunluğunda yeni düzenlemeler hazırlanıyor.
Yeşil Mutabakat ile iklim nötr bir kıta olmayı hedefleyen Avrupa Birliği aynı zamanda iklim değişikliğinin tüm dünyada hissedildiği bu süreçten rekabetçiliğini ve küresel güç konumunu koruyarak çıkmayı amaçlıyor.
Bu kapsamda açıkladığı yol haritalarında sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi kavramları ön plana çıkarken, karbon nötr olma hedefi AB sınırlarının dışına da yayılıyor. Sürdürülebilir ürün, hizmet ve iş modelleri norm haline gelirken eko etiketlerin daha baskın olacağı tahmin ediliyor.
Yeşil Mutabakatın sanayi kuruluşlarını ilgilendiren bölümleri arasında mevcut ETS sisteminde karbon vergisine tabi olabilecek ürün ve hizmetlerin tespit edilerek kapsamın genişletilmesi, AB sanayi kuruluşlarının yeşil dönüşümünün sağlanması ve dönüşüm sağlanırken diğer ülkelerle rekabette eşit şartlar sağlanması, karbon kaçaklarının önlenmesi ve sınırda karbon vergisi düzenlemeleri öne çıkıyor.
AB kendi toprakları içindeki sanayi kuruluşlarına birtakım önlemler getirirken firmaların buna karşılık üretim operasyonlarını başka ülke topraklarına kaydırmalarını, üretilen malların yeniden AB pazarlarına satışının yaratacağı olumsuz etkileri ve karbon kaçağını engellemek için önlemler alıyor.
Karbon kaçağı oranlarının, sınırda karbon vergisi veya karbon içeriğine yönelik vergi düzenlemelerinin formülasyonlarına dair çalışmalar devam etmekle birlikte konunun oldukça karmaşık olduğu dile getiriliyor.
Ancak, olası vergi düzenlemelerinin Dünya Ticaret Örgütü ve AB hukuk normlarına uygun şekilde hazırlanması gerekiyor. Karbon kaçağı riskinin yüksek olduğu, enerji ve kaynak yoğun sektörlerle işe başlanacağı ve çeşitli senaryoların değerlendirilmekte olduğu son duyulan haberler arasında.
Olası bir verginin hem ithal hem yerli seçili ürünlerde uygulanabileceği, ithal ürünlerde yeni bir karbon gümrük vergisinin olabileceği ya da AB ETS sisteminin ithalata da uygulanabileceği düşünülüyor. Bunun içi ayrıca karbon ayak izi hesaplanmasında, ölçümünde ve raporlanmasında da uygun standartların oluşturulması gerekiyor.
DTÖ prensiplerine ters düşmemesi için ithal ürünler arasında ve ithal ile yerli ürünler arasında ayrımcılık yapılmaması gerekiyor. İlk seçenek bundan kaçınmayı sağlarken ikinci seçenek ise meşruiyetinin sorgulanmasına yol açma ihtimali bulunuyor.
Yeşil Mutabakatın getireceği yenilikler arasında elektronik cihazlar için onarım hakkı, elektronik ürün pasaportu ve ikincil hammaddeye yönelik düzenlemeler, yeşil üretim yapmamasına rağmen tüketiciyi yanıltıcı ibarelere yer veren firmalara (green washing) karşı önlemler, atıkları evde bertaraf etme taahhüdü, konut enerji verimliliklerinin arttırılması gibi kavramlar göze çarpıyor.
Avrupa Birliği açıkladığı Yeşil Mutabakat ve aksiyon planları dahilinde gerekecek tüm yatırımlar, destek paketleri ve hibeler için toplamda 1 trilyon Avroluk bir bütçe öngörüyor ve kendi kaynaklarının yanısıra devletlerin kendi bütçelerinin de kullanılacağı belirtiliyor.
Söz konusu bütçeden ilk adımda AB üye ülkelerinin, özellikle Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin yararlanacağı düşünülüyor. AB aday ülkesi olarak ülkemizin de tanınacak programlardan faydalanması için temaslarımız sürüyor ve ayrıca Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi de masadaki öncelikli başlıklar arasında.
Dr. Pınar Artıran’ın önemli paylaşımları sonrasında Soru & Cevap bölümüne geçildi ve katılımcıların merak ettiği noktalar hakkında bilgi paylaşımı gerçekleştirildi.
Etkinliğin 2 parça halinde yayınlanan video kayıtlarına ulaşmak için Türkiye İhracatçılar Meclisi Youtube kanalını ziyaret edebilir ya da aşağıda linklere tıklayabilirsiniz:
Bölüm 1: https://www.youtube.com/watch?v=cEWMORRAY8E
Bölüm 2: https://www.youtube.com/watch?v=_4Y3bhZv32w