2020 yılında başlayan Covid-19 pandemisiyle birlikte küresel düzeyde yaşanan sosyal ve ekonomik kriz tüm sektörleri sarsmaya devam ediyor. Metal Döküm Sektörümüz 2020 yılında yaşanan kayıpları 2021 yılında telafi etmek için büyük bir çaba sarf etti. 2021 yılı her yönüyle zor bir yıl olarak geçmesine rağmen 2020 yılında yaşanan üretim ve sipariş kayıplarının büyük oranda telafi edildiği bir yıl da oldu. Ana girdi maliyetlerinde ve hammadde fiyatlarındaki dalgalanmalar ve temin sorunları ile enerji krizi tüm yılda öne çıkan sorunlar oldu.
Girdi maliyetlerinin yüksekliği, enerjideki yüksek fiyat artışı ve temininde yaşanan sorunlarla birlikte Şubat ayı sonunda başlayan ve hala büyük bir belirsizlikle devam eden Ukrayna-Rusya gerginliği ya da bir yönüyle savaşı tüm dünyanın ana gündemi oldu.
Covid-19 pandemi kısıtlamalarının yavaş yavaş ortadan kalkmaya başladığı bu dönemde Ukrayna-Rusya gerginliğinin özellikle enerji ve hammadde konusunda yaratacağı belirsizlikler 2022 yılının da zor geçeceğini gösteriyor. Metal döküm sektörümüzün 2021 yılı genel değerlendirmesini ve 2022 yılı ile gelecek dönem öngörülerini TÜDÖKSAD Üyeleriyle konuştuk.
Niyazi Akdaş – Akdaş Döküm Yönetim Kurulu Başkanı
2021 Yılında Rekor Seviyede Üretim ve Satış Miktarlarına Ulaştık
Covid-19 pandemisi, küresel çapta ekonomik ve sosyal hayatı derinden etkiledi ve bazı işletmelerin kapanmasına, bazı sektörlerde üretimin durmasına, tüketimin azalmasına ve işsizlik oranının artmasına neden oldu; dünya ticareti neredeyse durma noktasına geldi. Haliyle bu durum, küresel anlamda iç içe geçmiş mali ve ticari ağlara sahip tüm sektörleri de çok derinden etkiledi. 2020 yılının üçüncü çeyreğinden sonra işlerin açılmaya başladığını gözlemledik. 2021 yılının ilk çeyreğinde ise Avrupa ve Amerika’da firmaların stoklarının tükenmesi nedeniyle siparişlerde artış oldu ve krizin siparişler üzerindeki etkisinin azalmaya başladığı gözlemlendi. Ancak 2021 yılı ikinci çeyreğinden itibaren hızla yükselen hammadde birim fiyatları, tedarik sorunları, lojistik zincirde aksamalar, enerji tedariki gibi birçok sorun baş gösterdiyse de Akdaş olarak 2021 yılını rekor seviyede bir üretim ve satış miktarlarıyla kapattık.
Covid-19’un Ekonomik Etkileri 2023 Sonuna Kadar Devam Edecek
2021 yılının üçüncü çeyreğinden itibaren tedarik zincirinde artan kesintiler, üretim için ara mal kıtlığı, Covid-19 vakalarının artışı, Omicron varyantının ortaya çıkması sektörümüzü olumsuz etkiledi. 2022 yılında da benzer sorunların devam edeceğini, dolayısıyla zor bir yıl olacağını ve 2023 yılı sonuna kadar Covid-19 varyantlarının yol açabileceği tehditlerin ekonomik etkilerini yaşayacağımızı düşünüyoruz. Şu günlerde Omicron varyantının hızla yayıldığı ve ekonomik dengeleri bozduğu bir süreçten geçiyoruz. Ayrıca, ABD ve Çin gibi büyük ekonomilerde belirgin bir yavaşlama yaşandığını görmekteyiz ve bu bizim ana müşterimiz olan bu ülkelerin siparişlerinde belirgin bir düşüşe sebep olabilir. Olası kalıcı tedarik zinciri darboğazları ve yaşadığımız enflasyon baskısı, enerji fiyatlarına yapılan aşırı zamlar, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi bizim de yakın ve orta vadede yeni krizlerle karşılaşabileceğimiz endişesini taşımamıza yol açıyor.
Enerji Maliyetlerindeki Artış Sektörümüzün Rekabet Gücünü Olumsuz Etkileyecek
Elektrik ve doğalgaz, sektörümüzün en önemli gider kalemlerinden olduğu için enerji birim fiyatlarındaki artış mutlaka ürün birim maliyetlerimizi artıracaktır. Bu ve sair nedenlerle ekonomimizdeki dalgalanmalar satış fiyatlarımızı etkileyecektir. Fiyatlarımızın dünya ortalamalarının üzerinde çıkması Türk döküm sektörünün dünyadaki pazar payının azalmasına ve rekabet gücümüzün zayıflamasına sebep olacaktır.
Krizler Doğru Yönetilirse Fırsata Çevrilebilir
Krizlerin, doğru yönetildiğinde fırsata dönüştürülebileceğini tecrübe etmiş çok iyi işletmelerimiz var. Dolayısıyla kamu/özel işbirliği yapılırsa, ülke genelinde öncelikli sektörlerde kalkınma politikaları belirlenir ve politikalar buna göre şekillendirilirse, yapılacak faaliyetler iyi planlanırsa mutlaka olumlu sonuçları görülecektir.
2022 ve Sonrasında Sektörümüzü Bekleyen En Önemli Risk Enflasyondur
2023 yılı sonuna kadar Covid-19 varyantlarının yol açabileceği tehditlerin ekonomik etkilerini yaşamaya devam edeceğimizi düşünüyoruz. En önemli risk ise yanlış politikalar nedeni ile beklenenden daha inatçı hale gelebilecek enflasyondur. 2021 yılında ABD, Euro Bölgesi ve İngiltere’de enflasyon, öngördüklerinden çok yüksek çıktı. Yeni Covid-19 varyantlarının ve asgari ücretteki artışın neden olacağı ücret artışlarının enflasyonu daha da inatçı hale getirebileceği konuşuluyor. Tedarik zincirlerinde yaşanan sorunların hala devam etmesi, enerji tedarik sıkıntısı, yeni varyantlardan kaynaklanabilecek kısıtlamalar 2022’de de tüm fiyatların yükselmesine neden olabilir. Çin’in sıfır Covid-19 politikası nedeniyle uyguladığı katı karantina kuralları da tedarik zincirlerini etkiliyor; üretim maliyetlerinin artmasına sebep oluyor. Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilim ise doğalgaz fiyatlarının daha da artmasına sebep oluyor. Döküm sektörün dünyada ve ülkemizde yaşanacak bu olumsuzluklardan etkileneceği ön görülmektedir.
Sektörümüzün Avrupa ve Dünyada Geldiği Nokta Desteklenmeyi Hak Ediyor
Amerikan Dökümcüler Birliği’nin (AFS) 2022 yılı başında yayınladığı istatistik gösteriyor ki Türkiye artık, dünyada dokuzuncu, Avrupa’da ise ikinci büyük döküm üreticisi konumdadır. Bu istatistik bile sektörümüzün gücünü ve hükümet tarafından desteklenmeyi hak ettiğimizi gösteriyor. Özellikle bu tür kriz ortamlarında güçlü sektörlerin sadece iş potansiyeli ve pazar payını artırmak yönünde değil Ar-Ge ve dijital dönüşüm anlamında da krizi fırsata dönüştürmesine destek olacak politikalar belirlenmesi, uygulamalı eğitimler ve destekler sunulması gerektiğini düşünüyoruz. Sektör paydaşlarının dijital okuryazarlık sürecini bu zaman diliminde tamamlamasının sektörümüzü güçlendireceğine ve 2023 yılını daha güçlü karşılamamızı sağlayacağına inanıyoruz.
Tahsin Akar – Akpınar Döküm Kurucu Ortağı-Genel Müdür
2021 Kayıpları Telafi Yılı Oldu, 2022 ise Hazırlık Yılı Olacak
Son iki yılda gördük ki; ne kadar planlama yaparsanız yapın, bir doğa olayı veya pandemi gibi bir olgu, insanların hem işe hem de hayata bakış açısını değiştirebiliyor. Her sorun ise kendi içinde çözümünü de üretiyor. 2021 yılının ilk çeyreğinin sonuna doğru pandemi vb. durumlarda nasıl üretim yapılacağını öğrenip yerleştirdik. Bu tüm dünyada böyle oldu. İlk çeyrekten sonra Dünya, üretim, tüketim ve yatırıma kaldığı yerden yeniden başladı. Ama hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı da görüldü. Fiyatlar, tedarik, nakliye benzeri üretim ana unsurlarında önemli değişiklikler oldu. Bu nedenle 2021 yılı yeni duruma uyum sağlamakla geçti. 2020 yılında nerdeyse durma noktasına gelen üretim, 2021 yılının ikinci yarısından itibaren hızlı bir tırmanışa geçti. Tabi bu durum Akpınar Döküm’de de pandemi dönemi kayıplarını tam olarak telafi edemese de, en azından 2021 yılının kayıp bir yıl olmasını engelledi.
2021 yılında pek çok şeyi öğrenmiş ve uyum sağlamış olduğumuz için 2022 yılına, yönetim ve üretim sistemlerini çalıştırma bakımından daha tecrübeli olarak girdik. Türkiye’ye yeni girecek yurtdışı firmalar ve Türkiye’den aldığı ürün çeşidi ve miktarını artırmak isteyen firmaların özellikle teklif talepleri bu sene yoğun olacağını düşünüyoruz. 2022 yılında üretimin artacağını, hatta yılın sonunda mevcut durumunu korunması bile 2022’in iyi geçmiş bir yıl sayılabileceğini düşünüyorum. Çünkü 2022 sonraki yıllar için bir hazırlık yılı olacaktır.
Kamu Yatırımlarında Öncelikleri Doğru Belirlemek Gerekir
Enerji, döküm maliyetlerinin diğer sektörlere göre daha etkili parametresidir. Döküm ise hemen her sektörün önemli ana hammaddelerinden birisidir. Döküm sektörünün diğer sanayi sektörleri arasında gerçek değerini ve yerini hala bulamamasından kaynaklı olacak ki, maliyet artışlarını anlatmakta zorlanıyoruz. Enerji temininde bir sorun çıkmasını düşünmemek bile gerekir. Enerji temininde bir kriz olursa bu sadece döküm sektörünün değil asıl olarak ülke ekonomisinin sorunu olacaktır. Ülke yönetimleri, kamu yatırımlarında öncelikleri doğru belirlemek zorundadırlar. Ülke krizleri genellikle yanlış yatırım tercihlerinden ortaya çıkar. Her türlü ürünün üretiminde ve maliyetinde temel ihtiyaç olan enerji, her zaman ülke yatırımlarının ilk sıralarında yer almalıdır. Global krizlerden daha az etkilenmek için, ülkemiz bağımsız enerji kaynaklarını yaratmak zorundadır.
Türkiye Pandemiden Kaynaklı Küresel Krizi Fırsata Çevirebilir
Türkiye’nin küresel pandemi krizini fırsata çevirmesi için ortam çok müsait... Bu konuda özel sektör, gücü, yetkileri ve imkanlarının üzerinde yapabileceğinden daha fazla gayret ve özveri göstermektedir. Asıl olarak siyasi iktidarların atacağı adımlar daha etkili olacaktır.
Önce iktidar ve sanayi bileşenleri birbirine güvenmelidir, bu güven samimi olarak kurulmalıdır. Güven istikrarın, istikrar da gelişme ve uluslararası rekabetin ana unsurudur.
Sektörle ilgili kararlarda sektör temsilcileri/örgütlenmeleri daha fazla söz ve yetki sahibi olmalıdır. Sivil toplum kuruluşları yönetimlerin en önemli yardımcılarıdır. Bu bağlamda birkaç öneri yapabilirim;
1.KOBİ tanımı yeniden yapılmalıdır.
2.Desteklerin adaletli dağıtımı ve amaca uygun, verimli kullanımı sağlanmalıdır.
3.Döküm sektörü özelinde; döküm elemanları yetiştirmek için çok acil meslek liseleri, sanat okulları, pratik sanat okulları gibi teknik okullar açılmalı, sayıları artırılmalıdır; Bu Devletin öncelikli planlamasında yer almalıdır.
4.Çalışanlarla işverenler arasında her geçen gün artan hukuki sorunlar konusunda adil düzenlemelere ihtiyaç vardır.
Gelecek yıllarda Türkiye’ye daha fazla talep olacağını ve bunun da kalıcı olacağını düşünüyorum.
Türkiye, Avrupa için Artık Daha Cazip
Dünyada nakliye fiyatlarının artması ve buna bağlı teslim sürelerinin uzaması nedeniyle Avrupa için Türkiye daha cazip hale gelmiştir. Kalite olarak da bir sorunumuz yok. Üretim konusunda bilgimiz yeterli. Üretim altyapımız mevcut. Teslim sürelerimiz de uygun. Bu avantajlarımızı kullanabilirsek uzun süreli ilişkileri yakın gelecekte daha da artırmak çok olasıdır.
Sektörün halen mevcut ve gelecekte artması muhtemel problemlerinin birkaç tanesini şöyle sıralayabilirim;
1.Maliyet unsurlarının istikrarsızlığına neden olacak ekonomik belirsizlikler.
2.Dökümcülüğü bir meslek olarak görüp devam ettirecek, eğitilebilir, öğretilebilir eleman/İşçi eksikliği.
3.Hammadde temini/fiyatları
4.Çalışanlarla işverenler arasında her geçen gün artan hukuki sorunlar. Bu konuda adil düzenlemelere ihtiyaç vardır.
5.Rekabet içinde olduğumuz ülkelerin yapacağı hamleler
Sorunların Farkındayız, Çözüm Üretmekte Zorlanıyoruz
Aslında bizim genel sorunumuz şu: hepimiz sorunların farkındayız; ama çözüm üretmekte zorlanıyoruz. Çünkü çözüm süreci sadece bizim elimizde değil. Sorunların zamanında ve hızlı çözümü için ne yapacağımıza karar vermeliyiz. Sorunların konu başlıklarını çoğaltıp çözümleri zorlaştırmak yerine, sorunları önceliklerine göre tespit edip sırayla çözümleme üzerinde yoğunlaşmalıyız. Tabi bunu da Derneğimizi ve ilgili meslek kuruluşlarımızı güçlü tutarak, destek olarak yapabiliriz.
Mehmet Ali Acar – Ardemir Döküm Yönetim Kurulu Başkanı
Birçok Soruna Rağmen Sektörümüz İyi Bir Yıl Geçirdi
Döküm sektörümüzün 2021 yılını iyi geçirdiğini söyleyebiliriz. Hammadde fiyatlarındaki artışlar, ayrıca tedarik ve lojistik sorunları dışında 2021 genel olarak güzel bir yıl olarak bitti. Ancak özellikle yılın ikinci yarısında reçine ve diğer yardımcı hammaddelere gelen yüksek zamları müşterilerimize yansıtmakta zorlandık. Bu durum 2022 yılına da etki etmektedir. Yine enerji maliyetlerindeki artış da maliyetlerimizin yükselmesini doğrudan etkiliyor.
2022 yılı ise enerji kesintileri ve yüksek fiyat artışları ile başladı. Bu durumun nasıl devam edeceğini bilemediğimiden ‘iyi’ veya ‘kötü’ demek için erken olduğunu düşünüyorum. Lojistik sıkıntılarının bu yıl da aşılacağını düşünmüyorum. Bu, sektörümüze hem iyi hem de kötü yönden etki ediyor; bekleyip göreceğiz.
Enerji Fiyatları Dengeye Oturacaktır
Enerji, döküm sektörü için olmazsa olmazımız… Fiyatlarda oluşan ani yükseliş sektörü oldukça fazla zorluyor. Yakın gelecekte de bu artışın süreceğini öngörüyorum. Kış mevsimi sonrasında enerji fiyatlarının bir dengeye oturacağını düşünüyorum.
Yatırımlar İç Piyasadaki Boşluğa Yönelik
Bir Pandemiyle birlikte başlayan lojistik sorunlar nedeniyle Uzakdoğulu tedarikçilerinin Avrupa’ya sağladığı ürünlerde hem fiyat artışları oldu, hem de teslim süreleri uzadı. Dolayısıyla Avrupa’da büyük bir talep oluştu. Bu talebe yönelen sektörümüz iç piyasada bir boşluk oluşturdu. Genelde bu yatırımları yapan firmaların döküm kullanıcı firmalar olduğunu görüyoruz. İç piyasadan temin edemedikleri dökümü kendileri üretmek istiyor. İleride ihracat pazarlarımızda sıkıntı yaşandığında, önemli bir kapasite fazlasının oluşacağını düşünüyorum. Ama bunun yanında da bu yatırımların Türk döküm sektörünün dünya pazarında yükselişini devam ettireceğini, dünyadaki en önemli aktörlerden biri olmasını sağlayacağını bekliyorum.
Önümüzdeki en büyük problem; karbon vergisi olarak duruyor. Özellikle ihracatçı firmalarımızın 2023 yılına kadar bu konuda önlemler alması gerekiyor.
Emin Uğur Yavuz – Ay Döküm Yönetim Kurulu Başkanı
2022 Yılına Umutla Bakıyoruz
2021 yılı pandeminin ekonomik etkilerinin tüm sektörlere yansıdığı, derinleştiği ve küresel kriz halini aldığı bir yıl oldu. Hammadde ve yardımcı maddelerde yaşanan temin sorunları ve aşırı fiyat dalgalanmaları, elektrik ve doğalgazda yaşanan kısıtlamalar ve fiyat artışları ile birlikte tüm maliyet kalemlerimizde sıra dışı artışlar oldu. Maliyet artışlarını satış fiyatlarına yansıtmak zorlu bir süreçken, sürekli değişen maliyetleri doğru bir şekilde hesaplamak ise ayrı çözülmesi gereken bir sorun oldu. Ekibimizle yoğun çalışma programı ile bu süreci iyi bir şekilde yönetmeyi başardık. İşletmelerin doğru maliyet hesaplama ve doğru fiyat belirleme konusundaki altyapıları ve tecrübelerinin bu dönemde son derece önem kazandığını düşünüyorum.
2022 yılına umut ile bakmak istiyorum… Küresel ekonominin ikinci yarıdan sonra hızla toparlanmasını umut ediyoruz. Önümüzdeki dönemde Rusya - Ukrayna krizi, küresel enflasyon artışı gibi olumsuzluklar aşıldığında bir rahatlama beklenebilir. Dünyanın kısa süre de olsa bir rahatlama dönemine ihtiyacı var. 2022’nin yaraların sarılacağı bir yıl olacağını umut ediyoruz.
Enerjide Dışa Bağımlılık Azaltılmalıdır
Yıl içinde yaşadığımız enerji kısıntısı ve yüksek orandaki enerji fiyatı artışları, dışa bağımlı olan bu kaynağın ne denli riskli bir sınırda ilerlediğini göstermiştir. Hükümetimiz ihracat artışına yönelik yatırım teşviklerine paralel enerji yatırımlarını da hızlandırmalıdır. Son yıllarda yapılan sanayi yatırımları ile birlikte enerji arzının yeterli olmaması ileriki yıllarda daha da büyük sorunlar teşkil edebilir.
Talep Artıkça Yatırımlar da Hız Kazanıyor
Özellikle Avrupa tarafında ülkemize olan ilgi ve talepler artmaktadır. Buna bağlı yatırımlar da hız kazanmakta… Yapılan makine parkı yatırımları ile birlikte özellikle beyaz yaka istihdam ve eğitimi son derece önemlidir. Ürünün kalitesi ve kalitenin sürekliliği, kaliteli iletişim, zamanında teslim gibi özellikler bizi tercih edilebilir kılacaktır ve kısmen ürün fiyatının önüne geçecektir. Bu süreçleri iyi yöneten ve geliştiren yatırımcılar emeklerinin karşılığını alacaktır.
Bu dönemde çok önemli olan diğer bir konu ise mavi yaka eğitimleridir. Beyaz yakalı personel bıkmadan mavi yakanın eğitimine zaman ayırmalıdır. Çalışanların eğitim seviyesi yükseldikçe ürün kalitesindeki tutarlılık ve süreklilik artacaktır.
Sorunlarımızı Çözmek İçin Beraber Hareket Etmeliyiz
Sektörümüzü gelecekte tehdit edecek başlıca sorunlar; döküm kumu tedariki, beyaz yaka ve mavi yakanın sektörümüzü tercih etmemesi, enerji arzı, dışa bağımlı hammadde tedariki, artan üretim maliyetleri, çevresel baskı ve yükümlülüklerdir. Sektörümüz bu ana başlıklar üzerinde çalışmalı çözüm yolları aramalı ve aksiyonlar almalıdır.
Önümüzdeki yılları fırsata çevirmek için sektör olarak beraber hareket etmek ve Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği çatısı altında genel sorunlarımıza beraber çözüm bulmalıyız.
Aynur Ayhan – Ayhan Metal Yönetim Kurulu Başkanı
Beklentimiz Devlet Politikalarının Ülke Sanayisini ve Teknolojisini Desteklemesi
Her yılın zorluğu kendi içinde farklı geliyor ve farklı yönetim kaslarımızın gelişmesini sağlıyor. Hayatta kalma isteği, farklı çözümler üretmeyi ve uygulamayı mutlak kılıyor.
2021 yılı da önceki yıllara göre farklı engeller getirdi ve tüm zamanlardan farklı olarak girdilerin nerdeyse tamamı aynı anda yüksek değişkenlik gösterdi. Bu durumun üstesinden gelmek hiç de kolay olmadı. Hızlı aksiyon alma, üretim verimliliğine odaklanma, talep devamlılığı gibi pozitif faktörler ile yılı zarar etmeden kapadığımızı söyleyebilirim.
Güncel yaşadığımız sorunlar dünün çözülmemiş sorunlarının yansımaları olduğundan hızlı ve kalıcı olarak çözülmesi zor gibi görünmekle birlikte beklentimiz; gelecekte yaşanabilecek sorunların öngörülerek, önceliklendirme çalışması ile oluşturulacak devlet politikalarının ülke sanayisini ve teknolojisini destekler yönde olmasıdır.
Enerjideki Daralma İle Kriz Artarak Devam Edecek
İthalata dayalı ekonomiye sahip bir ülke olarak, ekonomik göstergeler ve global gelişimler de gösteriyor ki; 2022 yılı da zor geçecek. Tüketim çılgınlığı sebebiyle dünyamızı iklim krizi ile karşı karşıya bırakan bizleriz. Şu bir gerçek ki; enerjideki daralma ile kriz artarak devam edecek. Buna bağlı olarak da emtia fiyatları artacak. Zamlarla birlikte arz – talep dengesizliği kârlılıkları etkileyecek.
Türkiye’nin ucuz iş gücüne dayalı üretim modeli ile mutsuz çalışanlar yaratmasından ziyade uzun vadede coğrafyamızın avantajlarını da ön plana çıkararak güçlü stratejilerle üretim yapımızı revize etmeliyiz. Sosyal anlamda, başta eğitim, uzmanlaşma, hukuk olmak üzere yapısal aksiyonlara da ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
Bundan Sonrası Eski Yöntemlerle Devam Etmeyecektir
Her kriz fırsatları da berberinde getirir. Bizim bu fırsatları doğru değerlendirmemiz global tabloyu doğru okumak ve uzun vadeli stratejilerle olacaktır. Bunun için iş yapış şekillerimizi iş modellerimizi değiştirmeli ve geliştirmeliyiz. Şimdiye kadar yaptıklarımızla buraya kadar geldik ama bundan sonrası eski yöntemlerle devam etmeyecektir. O nedenle hızlıca değişime adapte olursak Türk firmaları fırsatı değerlendirmiş olarak var olacak demektir.
Yeni hatların güncel teknolojilerle kurulmasının, finansal olarak zorlasa da enerji ve verimlilik açısından rakiplere göre avantaj sağlayacağı kesindir.
Sanayici Devlet Regülasyonlarını Uygulamakla Yükümlü
Fütüristleri dinlediğimizde bambaşka bir gelecek bizi bekliyor. Oysaki değişkenlerin çok fazla olduğu günümüzde güncel sorunlarla o kadar çok uğraşıyoruz ki gelecek için hazırlık çalışmaları istenen hızda gitmiyor. Sanayici devlet regülasyonlarını uygulamakla yükümlü. Sektör çalıştayları sektörü bekleyen sorunları net olarak ortaya koyuyor. Dolayısı ile gelecekte de şikâyet etmemek için şimdiden devlet politikalarının sorunları ve olası problemleri önleyici nitelikte olması gerekmekte… Bizlerin takip ve istekleri de bu yönde olmalıdır.
Emre Giray – Demisaş Döküm Genel Müdürü
Farklı Zorluklarla Karşılaştığımız Bir Yılı Geride Bıraktık
Pandemiden kaynaklı ana ve yan sanayideki üretim duruşları, tedarik sorunları, hammadde fiyat dalgalanmaları ve temin zorlukları, enerji konusunda yaşanan zorluklar gibi; tüm bu faktörlerin çok etkili olduğu, her döneminde farklı zorluklarla karşılaştığımız bir yılı geride bıraktık. Lojistik maliyet artışı ve tedarik zincirinde yaşanan sorunlar, bunun hammadde maliyetlerine etkisi, yarı iletken tedarikindeki sorunlar sebebiyle müşterilerimizde yaşanan üretim duruşları, global olarak artan enerji maliyetlerinin ülkemize de yansıması ve artan enflasyon gibi bir çok olumsuz faktörlerle mücadele ettik ve etmeye devam ediyoruz.
Her şeye rağmen iyi bir yıldı diyebiliriz. 2020’nin kayıplarını telafi ettik ancak yine de tam anlamıyla bir stabilizasyona kavuşamadık.
2022 de Kolay Bir Yıl Olmayacak
Görüş mesafemiz pandemiyle birlikte düştü ve hala oldukça düşük. Artan hammadde, enerji ve işçilik maliyetlerimiz ve bunun getirdiği ek işletme sermayesi ihtiyacı ve uygun finansman imkanlarında yaşanan daralma da önemli bir sorun olarak duruyor.
Yanı başımızdaki Rusya-Ukrayna krizinin de nasıl seyredeceği, bu bölgenin hammadde tedarikimiz için önemini düşününce, sektörümüz için çok daha kritik… Öte yandan çip krizi de henüz tam anlamıyla çözülebilmiş değil. Belirsizliğin ve zorlukların azalmadığı zor bir yıl olacak. İyimser düşünecek olursak, yılın ikinci yarısında bu sorunların önemli ölçüde azalacağını söyleyebiliriz. Ancak yaşayıp göreceğiz.
En Kötü Senaryo Enerji Temin Edememek
Enerji faturamız her ay bir önceki aya göre yüksek oranlarda artmaya devam ediyor. Bunun kârlılığımıza olumsuz etkisini gidermek için çok yoğun çalışıyoruz. Ancak enerji temin edemediğimiz senaryo en kötüsü… Ocak ayında yaşadığımız kesintileri sektörümüz zor da olsa telafi etti. Ancak böyle bir durumun tekrarlanması sektörümüzün dış pazarlardaki prestiji ve güvenilirliği açısından büyük zararlar verir.
Sektörümüz Krizi Fırsata Çeviriyor
Covid-19 pandemisinden kaynaklı yaşanan küresel krizi ülkemiz fırsata çevirebilir. Hatta sektörümüz bu durumu fırsata çevirmeye başladı bile. Yakın gelecekte de özellikle lojistik maliyetlerinde ciddi bir düşüş beklenmiyor. Dolayısıyla bu etkenin de katkısıyla Türk döküm sektörü tercih edilen partner olmaya devam edecek. Bu rüzgarı arkamıza alarak verimliliğimizi artırmak, karbon emisyonlarımızı düşürmek ve teknik yeteneklerimiz artırmak bu dönemde en önemli gündem maddelerimiz olmalı.
Sektörümüze özgü bir sorun olmasa da yükselen enflasyon önemli bir sorun… İhracat yoğun bir sektör olarak enflasyonun döviz kurlarının çok üstünde arttığı bir senaryo bizim için oldukça kötü…
Öte yandan Avrupa Yeşil Mutabakatı çok daha yoğun olarak gündemimize girmesi gereken ve sektör olarak beraber bir planlamayla yönetmemiz gereken bir konu. Bu konu ciddi bir yatırım ve finansman ihtiyacı getirecek. İhtiyaçlarımızı Ankara nezdinde iyi aktarmalı ve gerekli destekleri sağlamaya uğraşmalıyız.
Yine bu konuyla bağlantılı olarak yurt içindeki çelik üreticilerinin de artan talebiyle birlikte kaliteli hurda tedariki de önümüzdeki dönemdeki en kritik konularımızdan olacak.
Uğur Demirci – Döktaş Döküm Stratejik Projeler ve Satınalma Direktörü
2021 Bizim İçin Çok Başarılı Bir Yıldı
2021 yılı; tüm belirsizlikleri ve zorluklarına karşın şirket olarak en iyi sonuçları elde ettiğimiz bir yıl oldu. Hem demir döküm hem de alüminyum döküm ve jant tesislerimizde üretim, verimlilik, kapasite kullanım açısından 2021 başarılı bir yıl oldu.
2022 yılına 2021 yılının devam eden rüzgarıyla girdik. Ancak hemen yılın başında ülke olarak doğalgaz ve enerji kısıtlamaları ile karşılaştık. Enerji; kullanımının çok yoğun olduğu döküm sektörümüz için hayati seviyede önemli. Enerjide aşırı artan fiyatlar 2022 yılında dökümhaneleri çok zorlayacağı kanısındayım.
Tüm dünyada artan enerji maliyetleri, tedarik zincirindeki sorunlar ve Rusya – Ukrayna arasındaki savaş gibi sıkıntıların 2022 yılında yaşayacağımız problemler olacağını düşünüyorum.
Sektörümüz Enerji Krizinden Önemli Derecede Etkileniyor
Enerjideki dışa bağımlılığımız ülkemize ekstra bir yük getirmektedir. Enerji maliyetlerindeki artış ise tüm dünyanın sorunu olmakla birlikte bize olan etkisi maalesef daha yıkıcı boyutlardadır. Türk metal döküm sektörü ise bu durumdan en fazla etkilenenler içindedir.
Artan enerji maliyetlerinin dökümhanelerin kârlılığını, yeni iş alma imkanlarını ve dolayısıyla üretimlerini sürdürebilmelerini çok zorlayacağı açıktır.
Firmalarımız “Uzun Soluklu Güvenilir Tedarikçi” Olmalıdır
2020 yılında başlayan Covid-19 pandemisinin yarattığı küresel kriz özellikle tedarik zincirindeki dinamikleri önemli ölçüde değiştirmiştir. Bu süreçte batılı ve özellikle Avrupalı döküm müşterilerinin, Türk dökümhanelerine yönelmesi sektörümüz için olumlu olmuştur. Türk Metal Döküm sektörü batılı müşteriler için, Uzakdoğu‘ya alternatif bir pazar olmuştur. 2021 yılında dökümhanelerimizdeki yatırımlar bu olumlu yönelişin bir sonucu olmuştur.
Şimdi sektöre düşen; bu yatırımları kalite, verimlilik ve sürdürülebilirliğe dönüştürerek müşteriler için “uzun soluklu güvenilir tedarikçi” konumunu pekiştirmek olmalıdır.
Tüm bu gelişmeler çerçevesinde; yükselen kalite seviyesi, bilgili döküm iş gücü ve teknolojik yatırımları ile lojistik uygunluğu, Avrupalı müşteriler için Türk dökümcülüğünün avantajlı konumunu sürdürmesini sağlıyor.
Artan enerji maliyetleri ve özellikle pik demir ve alüminyum hammaddelerindeki ithalata bağımlılığımız ise rekabet üstünlüğümüzde en büyük risk ve tehdit olarak görüyorum.
Dilek Gündüz – Erkunt Sanayi Genel Müdürü
2021 Yılını En Yüksek Üretim ve Satış Rakamlarıyla Geride Bıraktık
Pandeminin başından bu yana şirket olarak birinci önceliğimiz çalışanlarımızın sağlığını korumak oldu. Bu aynı zamanda işlerin devamlılığı için de çok önem arz etmekteydi. Bu doğrultuda alınabilecek tüm önlemleri alırken diğer taraftan da TSE COVID-19 Güvenli Üretim sertifikası ile bunu belgelendirdik. Aşının ülkemize gelmesi ile tesis içi sağlık koruma faaliyetlerimiz desteklenmiş oldu.
2021 yılı başında, müşteri siparişlerinde ciddi oranda artışlar gerçekleşti. Önceleri, bu artışın 2020 yılı kayıplarını karşılamak için gerçekleştiği ve geçici olacağı düşünüldü. Ancak bu talep artışının uzun soluklu olduğunu gördüğümüzde, kapasitemizi artırmak için ilave yatırımlar yaptık. Yeni yatırımlar devreye girene kadar geçen süreci, müşterilerimiz ile sürekli iletişimde kalarak; yaptığımız iyileştirme çalışmaları ve doğru planlama ile başarılı bir şekilde aştık.
Yaşanan global artış neticesinde, tedarik zinciri sorunları da boy göstermeye başladı. Malzemelerin fiyatından ziyade zamanında teminini konuşur olduk. Hammadde fiyatlarındaki artış ve belirsizlik bizi maliyet sistemimizi ve müşterilerle yapmış olduğumuz fiyat artış anlaşmalarını gözden geçirmeye zorladı. Hammadde krizini aşamadan da enerji krizi patlak verdi. Her ay düzenli olarak elektrik ve doğalgaz maliyetlerimiz arttı.
Bunca zorluğa rağmen yine de Erkunt için 2021 yılını başarılı olarak kapattığımızı söylemek isteriz. Kurulduğumuz 1953 yılından bugüne yaptığımız en yüksek üretim ve satış ile başarılı bir yılı geride bıraktık.
2022 Yılı En Az 2021 Kadar Verimli Olacak
Pandeminin bilinmezlikleri azalsa da etkileri halen devam ediyor. Omicron varyantı ile vakaların rekor kırdığı günler yaşıyoruz. Bununla birlikte 20 Ocak – 8 Şubat arasında sanayi olarak hepimiz bir enerji krizi yaşadık. Benzeri bir durumu yeniden yaşamamayı temenni etsek de acil durum yönetim talimatlarımızı bu tecrübemiz dahilinde güncelledik. Risk ve fırsatları bu ölçüde değerlendirdik.
2022 bu olumsuzluklarla başladı ancak her şeye rağmen döküm sektörü olarak çalışmaya, üretmeye ve her şartta müşterimizi memnun etmeye devam ediyoruz. 2022 yılının en az 2021 kadar verimli olacağını düşünüyoruz.
Enerji Maliyetlerindeki Artış Risk Oluşturuyor
Döküm sektörü olarak yüksek miktarlarda elektrik ve doğalgaz tüketiyoruz. Bu nedenle en ufak fiyat artışlarının bile maliyetlerimize etkisi büyük oluyor. En uygun tarifeyi seçip, en uygun saat dilimlerinde üretim yapmaya gayret etsek de yeterli olmuyor. Enerji maliyetlerindeki artış Avrupa’da olduğu gibi Türk dökümcüsü için de en büyük risklerden biri…
Yarattığımız Değerleri Kalıcılaştırmalıyız
Türk döküm sektörü dünyada kendini kanıtlamış durumda. Gerek kalitesi olsun gerek maliyeti olsun gerekse pazara yakınlığı olsun batılı ülkelerin önde gelen tedarikçi ülkesi durumundayız. Pandemi, müşterilere tek tedarikçi ile çalışmanın ne kadar riskli olduğunu da göstermiş oldu. Bu kriz döneminde Türk Dökümcüler müşterileri için çözüm ortağı oldu. Bundan sonra yapmamız gereken, kalite seviyemizi ve müşteri ilişkilerimizi en üst seviyede tutarak, yarattığımız değerleri kalıcı hale getirmektir.
Her Türlü Riske Karşı Öngörülü Ve Hazırlıklı Olmalıyız
Bence sektörümüzü etkileyecek en önemli faktör, karbon salınımının kontrol altına alınması için yapılan çalışmalar… Hepimiz, bu çalışmaların çocuklarımıza yaşanır bir dünya bırakmak için çok değerli olduğunun farkındayız. Ancak, sonucunda çıkacak ek vergiler önümüzdeki yıllarda bizi zorlayacak gibi görünüyor. Bu nedenle şirketlerimizde de bu çalışmaları bir an önce başlatıp, hazırlıklı olmalıyız.
Bununla birlikte enerji ve hammadde sıkıntıları sektörümüz için risk teşkil ediyor. Tüm bu risklere proaktif yaklaşmak için alternatif yatırımların şirketler tarafından gündemde tutuluyor olması sektörümüzün geleceği açısından faydalı olacaktır.
26 yıllık bir dökümcü olarak söyleyeceğim; her türlü riske karşı öngörülü ve hazırlıklı olmalıyız. Yan sanayi olduğumuz için her an oluşabilecek sipariş dalgalanmalarında veya olumsuz şartlarda çok hızlı aksiyon almalı ve esnek olabilmeliyiz.
Kadir Efe – Ferro Döküm Yönetim Kurulu Başkanı
Navlun Fiyat Artışları Yeni Taleplerin Uzak Doğu’dan Ülkemize Kaymasına Vesile Oldu
Sektörümüz 2021 yılında çok değişik sorunlar ile mücadele etti. Zor ve yorucu bir yıldı. Talebin olduğu ancak mikroçip krizi nedeniyle ani dalgalanmaların yaşandığı ve planlama yapmanın da zor olduğu bir yıl oldu. Yıla bildiğiniz gibi hammadde tarafında çok ciddi fiyat artışları ile girdik. Tam bu konuyu çözdük derken enerji ve alyaj maliyet artışları geldi. Arkasından lojistik sektöründe fiyat artışları ve konteyner bulma zorlukları yaşadık. Sonrasında bu maliyet artışlarının artçıları besleyici, ambalaj malzemesi, reçine, kömür tozu v.b. ürünlere maliyet artışı olarak yansıdı. Eylül ayı ile birlikte enerji fiyatlarında artış ivmesinin hızlanmasına ülkemizdeki kur krizi de eklenince iç piyasada fiyatı artmayan bir şey kalmadı. ÜFE fiyat artışları kur artışlarının üzerine çıktı ve rekabetçi kur avantajının da büyük kısmı kayboldu. Özetle maliyet yönetimi ve fiyatlama yapma açısından oldukça zor bir yıl oldu.
Olumlu olan ise navlun fiyat artışları yeni taleplerin uzak doğudan ülkemize kaymasına vesile oldu. Sektörümüzde neredeyse tüm firmalarda üretim artışları oldu. Şirketimizin satışları da 2020 yılına göre yüzde 20 civarında artış sağladı. 2021 yılındaki bütçemizin de yüzde 5 civarında gerisinde kaldı. Mikroçip krizi yaşanmasaydı satış anlamında daha da iyi bir satış tonajı yakalanabilirdi.
Üretim ve Taleplere Cevap Verme Konusunda Avantajlıyız
2022 yılının küresel olarak zor bir yıl olacağına katılıyorum. Ancak bu durumun ülkemize bazı alanlarda pozitif yansıyacağını düşünüyorum. Ülkemiz sanayicisi krizler ile mücadele etmeye alışkın ve bana göre en çevik sanayilerden birine sahibiz. Değişen koşullara çok hızlı uyum sağlayıp proaktif davranabiliyoruz. Üretim ve taleplere cevap verme konusunda avantajlı olduğumuzu düşünüyorum.
2022 yılında talebin yüksek seyretmeye devam edeceğini ve satış konusunda 2021 yılından daha iyi bir yıl olmasını bekliyorum. Bu sene ana sorunumuz, yine başta enerji maliyetleri olmak üzere fiyatlama konusu olacağını düşünüyorum. Rusya – Ukrayna krizinden en çok etkilenebilecek sektörlerin başında Metal Döküm sektörü yer almaktadır. Yaşanan çatışmalar sektörümüzün hammaddeye erişimi ve maliyeti konusunda ilave sorunlar yaratma riskini beraberinde getirmiştir. Ayrıca yoğun enerji kullanımı olan sektörümüzde enerji fiyatlarının bir süre daha yüksek seyretmesine sebep olacaktır. İnşallah geçtiğimiz ay yaşadığımız enerji kısıtlamalarına tekrar maruz kalmak durumunda olmayız.
Enerji Maliyetlerinden Çok Temini Çok Daha Riskli ve Öngörülemez Durumda
Enerji maliyetleri bizleri olumsuz etkilemekle birlikte şu an tüm dünyanın sorunu olmaya devam ediyor. Maliyetlerimizi yansıtmakta zorlansak da en sonunda müşterilerimiz ile bir dengede buluşmayı başaracağız. Temin tarafı ise çok daha riskli ve öngörülemez durumda… Rusya doğalgazı sevkinde sorun yaşanması halinde bu durum ülkemizi ve ana pazarımız olan Avrupa’yı çok olumsuz yönde etkileyebilir ve tedarik zinciri bozulabilir. O zaman çok karamsar bir tablo ile baş başa kalabiliriz.
Metal Döküm Sektörü İçin İhtisas Bölgeleri Kurulması Gerekiyor
Türkiye açısından metal döküm sektörünün önünü çok açık görüyorum. Yapılan tüm yatırımların bereketli ve bol kazançlı olmasını diliyorum. Bununla birlikte iç talebin çok üzerinde yaratılan ve ihracata dayalı kapasitelerin en büyük riskinin, ülkemizdeki birçok sektör örneğinde olduğu gibi yıkıcı rekabet nedeniyle zamanla katma değerin azalması olduğunu düşünüyorum. Kapasite doldurmak amacıyla yapılacak hatalı fiyatlamalar sektörümüzün uzun süreli sorunlar yaşamasına sebep olur. Bu konuya hep beraber çok dikkat etmeliyiz.
Yapılan yatırımlar ile birlikte yaşayabileceğimiz sorunların başında yetişmiş eleman sorununun geleceğini düşünüyorum. Şu an bile eleman bulma konusunda sorun yaşarken artan yatırımlar sonrasında bu sorunun büyüyeceği kanaatindeyim. Metal döküm sektörü için ihtisas bölgeleri kurulması ve devlet – özel sektör işbirliği ile eğitime yatırım yapılmasının faydalı olacağı görüşündeyim.
Sektörümüz Orta Vadede Avrupa’da Lider Konuma Gelecek
Türk metal döküm sektörünün “güvenilir tedarikçi” vasfının her geçen gün perçinleneceğini ve orta vadede döküm sektöründe Avrupa’da lider konuma geleceğini öngörüyorum. Kısa vadede bizi bekleyen en önemli sorun karbon emisyon ayak izimizin azaltılması olacağı kanaatindeyim. Yenilenebilir enerji konusunda ülkemizin büyük bir potansiyeli var. Elektrik fiyatlarının yükselmiş olduğu bu seviyede 2-3 yıl kalması halinde bu alanda ülke olarak çok büyük bir sıçrama yapabiliriz. Şu anki fiyat seviyesi ile yenilenebilir enerji alanında yatırımın geri dönüş sürelerinde önemli kısalmalar yaşandı ve başta GES yatırımları olmak üzere ciddi talep artışı yaşanmaya başladı.