Metal Döküm Sektörü 2021 Yılı Değerlendirmesi ve 2022 Yılı Öngörüleri II. Bölüm

Metal döküm sektörümüzün 2021 yılı genel değerlendirmesini ve 2022 yılı ile gelecek dönem öngörülerini TÜDÖKSAD Üyeleriyle konuştuk.

Hülya Gedik – Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı

Tüm Olumsuzluklara Rağmen 2021 İhracat Yılı Oldu

Dünya ve Türkiye ekonomisindeki değişimler her yıl, bir önceki yıldan daha zor bir yılı beraberinde getiriyor. 2021 yılı da böyle bir yıl oldu. Ekonomik dalgalanmaların yanı sıra 2021 yılında salgın şartlarının getirdiği zorluklar gerçekten zorlu bir yılı geride bırakmamıza neden oldu. Dünyada metal fiyatlarının artmasının yanı sıra enerji maliyetlerinin artmasına neden olan, özellikle doğalgaz ve petrol fiyat artışlarının etkisi önemli maliyet artışlarına neden oldu. Bunların yanı sıra Türkiye’deki yüksek kur, yüksek enflasyon ve yüksek faiz ortamı tüm ülke ekonomisini olduğu gibi metal döküm sektörümüzü de önemli ölçüde etkiledi. Ayrıca dünyadaki arz - talep dengesizliğinden dolayı ithalata dayalı hammadde temininde zorlandık. Salgınının etkilediği önemli konulardan bir diğeri ise tedarik zincirinde yaşanan zorluklar oldu. Hammadde temininde zorlukların yanı sıra lojistik maliyetlerin artması önemli bir etken oldu. Tüm bu maliyet artışlarını ürünlerimizin satış fiyatlarına yansıtmakta oldukça zorlandık. Ancak ihracat kanalındaki satış artışımız tüm olumsuzluklara rağmen iyi sayılabilecek bir yılı geride bırakmamızda önemli bir etken oldu.

2022 de 2021 yılı gibi kolay bir yıl olmayacak. Ekonomilerdeki enflasyon artışları, metal ve enerji fiyatlarındaki artışların devam etmesi, hammadde teminindeki zorluklar, lojistik maliyet artışları ve zorlukları gibi 2021 yılından 2022 yılına devir ettiğimiz sorunların süreceğini gösteriyor. 2022 yılının olumlu olarak göreceğimiz bir yanı salgın sürecinin sona ermesi beklentisi olacaktır.

Enerji maliyetlerinin küresel olarak artmakta olması sadece Türk Metal Sektörünün sorunu olmayacaktır. Enerji teminindeki güçlükler ise taleplerin yerine getirilememesi, planlamada yaşanacak sorunlar ve üretimde verimsizlik olarak kendini gösterecektir.

Türkiye‘de Yapılan Yatırımlar İhracat Artışını Beraberinde Getirecektir

2022 yılında salgının etkilerinin azalacağı öngörülse de, dünyada enflasyonist beklentilerin artması ve enflasyon ile mücadele sürecinde para politikalarının daralması, ABD’deki 2022 yılında görülecek faiz artışları, Ukrayna’daki gelişmelerin olası etkileri krizin devam edeceğinin beklentisi olarak görünmektedir. Bu olumsuz tablodan Türk Metal Sektörünün etkilenmesi olasıdır. 2022 yılı için ihracat pazarlarına yönelik taleplerin hala devam ediyor olması,  2021 yılına benzer bir sürecin devam edeceğini gösteriyor. Türkiye‘de yapılan yatırımlar ihracat artışını beraberinde getirecektir. İhracat yapan üreticiye uygun teşvikler, finansman ihtiyacının uygun vade ve maliyetler ile karşılanması, hükümetimizin bu konuda üretici-ihracatçı firmaları koruyup gözetmesi önemli olacaktır. Ar-Ge faaliyetlerinin geliştirilmesi, üniversite-sanayi işbirliği, katma değeri yüksek ürün gamına yönelme, iş gücü eğitimi konuları önem arz etmektedir.

Kalite ve Müşteri Memnuniyeti Önemli Avantajlarımız Olacaktır

İhracat pazarlarımızı kaybetmemek ve dış pazarlardaki fırsatları değerlendirmek döküm sektörünün önceliği olmalıdır. Döküm sektörü ihracatını geliştirmek ve dünya pazarlarındaki payını artırmak zorundadır. Dış pazarlarda ürünlerimizin yer bulması, kalite ve müşteri memnuniyeti önemli avantajlarımız olacaktır. Ekonomik dalgalanmalar, siyasi belirsizlikler, hammadde ve enerji sorunları, yetişmiş iş gücü bulmaktaki zorluklar, finansman maliyetlerinin artması, sermaye yetersizliği, çevre standartlarına uyum gibi konular öne çıkacaktır. Diğer bir husus Avrupa Yeşil Mutabakatı konusunda şirketlerimizin gerekli yatırım ve önlemleri almasının önemidir.

Uzmanlık Ve Bilginin  Ön Planda Olması Gereken Bir Dönemdeyiz

Önümüzdeki yıllarda Türk döküm sektörüne yurtdışı talebinin artarak büyüyeceğine inanıyorum. Türkiye, birçok konjonktürel ve coğrafi koşullardan dolayı ihracatta ön plana çıktığı bu yılları iyi değerlendirmelidir. İDDMİB’in çabaları ve katkılarımla hazırlanan Turkishcasting 365 sitesi www.turkishcasting365.com yurtdışı müşterilerine kolaylıkla ihtiyacı olan ürün ve malzemede Türk döküm firmaları bulabilmesinde yardımcı olmaktadır. Türkiye’deki döküm şirketleri rekabetçi fiyat verebilmek için üretim verimliliğini en üst düzeye artırmak zorundadır. Uzmanlık ve bilginin  ön planda olması gereken bir dönemdeyiz. Her türlü ön hesaplama ve ön planlamayı bilerek yapan, firenin minimum olduğu dökümhane yönetimleri bu süreçte kazançlı çıkacaktır. Türk Metal Döküm Sektörünün dünyadaki başarılarının her geçen gün artacağına inanıyorum. Bu vesileyle düşüncelerimi anlatabilme imkanı verildiği için TÜRKDÖKÜM dergisine ve TÜDÖKSAD yöneticilerine teşekkürü bir borç bilirim.

 

Çağdaş Alan – Körfez Döküm Genel Müdürü

Global Rekabet Azalmadı Sadece Öncelikler Değişti

2020 yılı bizim için pandemi sürecindeki kapanma ve buna bağlı üretim kaybının fazlaca yaşandığı zor bir yıl olmuştu.  2021 yılına pandeminin etkisi altında girilmesi sebebiyle zorlu bir yılı bekleyerek 2021’e başladık. Yaz aylarına geldiğimizde Uzak Doğu’da şiddeti artan ‘’tedarik krizi’’nin, globalde bizi daha avantajlı bir konuma getirdiğini düşündük. Ancak her gün artan hammadde, lojistik ve enerji maliyetleri sebebiyle hesap ve planlarımızın oldukça altında 2021’i kapatmış olduk.

2022’nin de zor bir yıl olduğu ve olmaya devam edeceği kanaatindeyiz. Burada asıl dikkat edilmesi gereken husus için şunu söyleyebiliriz: global rekabet azalmadı, sadece öncelikler değişti. Firmalarımız kalite-fiyat-teslim süresi üçgeninde uluslararası rekabetlerine her zamanki yoğunluğunda devam ediyorlar. Ancak dünya genelindeki tedarik sorunları sebebiyle teslim süresinin diğer konuların biraz önünde bir tercih sebebi olarak karşımızı çıktığını gözlemliyoruz. Özellikle Avrupa’dan gelen taleplerde Türk Metal Döküm Sektörünün konum sebebi ile avantajlı bir durumda olduğunu hissediyoruz.

Enerji Temininin Sorunsuz Devam Etmesi Gerekiyor

Maliyetlerin artması geçtiğimiz yılın, firmaları en çok zora sokan konusuydu. Üretim maliyetlerinin çok önemli bir kısmını enerji maliyetleri oluşturuyor. Maliyetlerin artması sermaye ihtiyacını doğurduğundan firmalarımız gerekli finansı bulmakta oldukça zorlanıyor. Bu durumdan dolayı her firma gibi biz de zorluk yaşıyoruz. Ancak bu süreçten tek çıkış yolunu üretime devam etmek olarak görüyoruz. Dolayısıyla en önemli konunun enerji temininin sorunsuz devam etmesi, daha sonrasında en uygun maliyetle ulaşılabilmesi olduğunu düşünüyoruz.

Sektörümüze “Zor Koşullarda Büyümek’’ Görevi Düşüyor

Bu aşamada kontrollü bir büyüme ile kalıcı başarı sağlanabilir. Sektörümüzün son yıllardaki yükselişi ve ekonomiye katkısı ortadadır. Covid-19 pandemisinde Türk Metal Döküm Sektörü için en büyük fırsat Türkiye dökümhanelerinin üretimine en zor koşullarda bile devam edebilmesi ile doğmuştur. Bu sayede alışılmış, yakın coğrafyalara ilave olarak Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Afrika gibi çok yoğun faaliyet gösterilmeyen bölgelerde pazar payı kazanma fırsatı oluşmuştur. Talebi karşılamak için sektörümüze ‘’zor koşullarda büyümek’’ görevi düşmektedir.

Global Rakiplerimize Kıyasla Avantajlı Durumdayız

Sürekliliğin en önemli başarı kriteri olacağını düşünüyoruz. Yeni pazarlarda sektörümüzün kalıcı başarı sağlayabilmesi gerekiyor ki büyüme sürdürülebilir olsun. Sektöre genç neslin ilgi duymaması sebebiyle son yıllarda baş gösteren insan kaynağı ihtiyacının, sektörümüzün büyümesinin önündeki en önemli engel olduğunu düşünüyorum. Yine de rekabet içerisinde düşünüldüğünde global rakiplerimize kıyasla avantajlarımızın daha fazla olduğu kanaatimdeyim.

 

Ali Esat Kutmangil – Kutes Metal İcra Kurulu Başkanı

2021’de Kapasite Kullanımı Son Yılların En Yüksek Seviyelerine Çıktı

2021 yılı Covid-19’un etkisinin azaldığı, pandeminin endemiye döndüğü, iç ve dış talebin bir önceki yıla göre iyileştiği bir yıl oldu. Diğer taraftan hammadde, elektrik ve sarf madde maliyetlerindeki EUR/USD bazlı fiyat artışları yılın son çeyreğinde etkisini kuvvetli bir şekilde hissettirdi.  Bu dalgalanmalara rağmen müşterilerimize olan taahhütlerimizi eksiksiz yerine getirerek başarılı bir yıl geçirdik.

2021 yılında, imalat sanayi kapasite kullanım oranları son yılların en yüksek seviyelerine kadar geldi. 2022’de, talebin 2021 yılıyla paralel olacağını ön görüyoruz. Maliyetler tarafında ise geri çekilme beklemiyoruz. Globaldeki büyüme beklenti trendinin yukarı yönlü olması, emtia fiyatların artış yönünde seyir edebileceğini göstermekte. Ayrıca Rusya-Ukrayna krizi gibi Türkiye’yi yakından etkileyebilecek bölgesel gelişmelerle, hammadde fiyatlarının geleceğini ön görmenin çok zor olduğu bir dönemden geçiyoruz. İlaveten dış dinamiklerin yanı sıra ülkenin iç dinamiklerinin de sektörün gelişimine önemli etkilerinin olacağını düşünüyoruz. Seçime gittikçe yaklaştığımız için sektörümüz üzerinde seçim ekonomisinin etkilerinin yansıyacağı bir yıl geçireceğiz.

Enerji Fiyat Artışı ve Temini Önemli Bir Tehdit

Cari açığımızın ana kalemi olan enerjideki fiyat artışları sadece döküm sektörünü değil imalat sanayinin tamamını tehdit etmektedir. Ocak ayında yaşanan İran doğal gaz krizi, fiyatları arttırmasının yanı sıra gelecekte enerjide temin sıkıntılarının yaşanabileceğinin de sinyalini vermiştir. Bu tehditlerden kaçınmak için her işletmenin enerji verimliliği üzerine projeler geliştirmesi zaruri hale gelmiştir.

Doğru Planlama Yapan Firmalar Sağlıklı Büyümesini Sürdürecek

Pandemiden kaynaklı küresel krizde, dünyanın en büyük sorununun enflasyon olmaya başladığını gözlemliyoruz. FED’in faiz artırım kararının bütün gelişmekte olan ülkelere sermaye çıkışı olarak yansıyacağını ön görüyoruz. Hem faiz hem de hammadde fiyatlarının artış trendinde olması sebebiyle, firmaların işletme sermayesi ihtiyacının artmasını ve finansmana ulaşmanın zorlaşacağı bir süreç yaşanmasını bekliyoruz. Bu durum, yatırım yaparken çok kapsamlı bir fizibilite ve nakit akış planı hazırlanmasını zorunlu kılıyor. Her sektörde olduğu gibi ileri teknoloji trendleri uygulayan ve doğru planlama yapan firmaların sağlıklı büyümesini sürdüreceğini düşünüyoruz.

Sektörümüzün Avantajları ve Dezavantajları

Öncelikle avantajlarımızı sıralarsak; konum olarak Avrupa’ya yakınlığımız, genç iş gücümüz, rekabetçi fiyatımız ve kalite odaklı üretim proseslerimiz sektör olarak en önemli avantajlarımız olacaktır. Dezavantajlarımızı sıralarsak; 2022 yılında tedarik sürecinde yaşanabilecek aksaklıklar, girdi maliyetlerindeki hızlı fiyat değişimleri, elektrik arz talep dengesi ve finansal kaynak erişimi Türk sanayisinin önündeki en önemli riskler olacaktır.

Sektörümüzün en önemli gündem maddesinin iklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilirlik kapsamında yapılacak yatırımlar olduğu görüşündeyiz. İhracat hedefi ile büyüyen bir sektör olarak özellikle Avrupa Yeşil Mutabakatı ile hayata geçirilecek “Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması”, çok yakında kurulması planlanan Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi ve “Yeşil Kalkınma Yolunda Türkiye Hedefleri”nin sektörümüz üzerinde önemli maddi ve operasyonel etkileri olacaktır. Bu nedenle gerek karbon salınımının azaltımı ve yönetimi gerekse temiz üretim modellerine geçiş kapsamında kapasite geliştirmeye ve kurumlar arası işbirliği ile deneyim paylaşımına ihtiyaç duyulacaktır.

 

Şeyma Ayhan – Mesa Makina İcra Kurulu Başkanı

İhracat Yapan ve Teknolojik Ürünler Üreten Firmalar Desteklenmeli

2021 yılında sektörümüzün yaşadığı zorluklar özellikle satış fiyatları ve justintime sevkiyatlar konusunda firmamıza ciddi sıkıntılar yaşattı. Maliyetlerimizi yönetmekte ve zamanında malzeme temininde zorlandık. Müşteriler tarafında ise bu durum güven sorunlarına yol açtı. Bu nedenle daha önce tarafımıza bildirdikleri 2022 tahmini alım adetlerini bazı müşterilerimiz yüzde 20’ler seviyesinde düşürdü. Fakat tüm bu zorluklara rağmen ihracatımızı artırdık ve daha önce ihracat yapmadığımız farklı ülkelere de ihracat yapmaya başladık. Yatırımlarımıza devam ettik. 2022 yılı ve sonrası için güzel bağlantılar kurduk. Genel olarak iyi bir yıl geçirdiğimizi söyleyebilirim.

2022 yılında da taşların yerine oturmayacağını düşünüyorum. Enerji krizi tüm dünyada önümüzdeki yılları da kapsayacak şekilde daha da artacak. Hammadde ve yardımcı malzeme fiyatlarının da çok oynak olacağını düşünüyorum. Maliyetlerimizi yönetemez hale gelirsek sektör olarak müşteri ve ciro kayıpları da yaşayacağız. Fakat tüm bunlara rağmen hükümet tarafından zamanında doğru önlemler alınırsa ve imalat sanayisine gerekli teşvikler sağlanırsa, karşımıza çıkan tüm fırsatları sektör olarak en iyi şekilde değerlendirebiliriz. Aksi takdirde ülke ekonomisi de bu durumdan zarar görecek. Özellikle ihracat yapan ve teknolojik ürünler üreten firmalarımız mutlaka desteklenmeli.

Artan maliyetler önlem alınmazsa sektörümüzün rekabet gücünü zayıflatacaktır. Mevcut müşterilerimizi kaybetme riski ile de karşı karşıyayız. Bu yüzden GES yatırımlarını sektörümüzdeki firmalar acilen devreye almalılar. Bu yöndeki teşvikler de cazip hale getirilmelidir. Ülke olarak da alternatif enerji kaynakları yatırımlarımız hız kazanmalı.

Sektör Olarak “İş Birliği Ağları” Oluşturmalıyız

Metal döküm sanayinde yapılan yatırımlar sektördeki kapasite artışına mutlaka katkı sağlayacaktır. Umarım bu yatırımlar katma değeri yüksek ürünlerin imalatı için yapılıyordur ve ülkemizin ihracatını da katkısı olur. Aksi takdirde sadece nicelik yönünden bir artışa yol açacaktır. Amacımız sektörümüzde niteliksel gelişmeyi de sağlamak olmalı. Bu kadar belirsizliğin olduğu bir ortamda yatırım yapabilmek gerçekten cesaret istiyor. Çin ve Hindistan’ın Pandemi sürecinde yaşattığı sevkiyat sıkıntılarından dolayı pek çok Avrupa ve Amerika firması Türkiye’ye yöneldi. Bizim de bazı müşterilerimizin sipariş hacimlerinde çok ciddi artışlar oldu. Fakat sektörümüze yönelik özel teşvik sistemleri bir an önce devreye alınmazsa maliyetlerdeki artışlardan dolayı müşteri ve ihracat kayıpları yaşayacağız.

Ayrıca sektörümüzde gözlemlediğim farklı bir durum da fırsata çevrilebilir. Mevcut şartlarda firmalarımızın çoğu yatırım yapmaktan kaçınıyor ve bu yüzden bazı iş fırsatlarını ülkemiz kaçırabiliyor. Bu tür durumlarda ülkemiz ekonomisinin de bu tür kayıpları yaşamaması adına büyük ve köklü döküm firmalarımız büyük yatırımlara yönelmek yerine tedarik zincirleri oluşturarak bu tür işleri daha küçük firmalara ürettirip hem KOBİ’lere hem de ülke ekonomisine katkılar sağlayabilirler. Belki bu anlamda bu tür iş birliklerine TÜDÖKSAD da aracılık yapabilir. Sektör olarak “İş Birliği Ağları” oluşturmalıyız.

Ar-Ge Merkezi Olan İşletme Sayılarımızı Artırarak Teknolojik Ürün İmalatına Yönelmeliyiz

Mevcut sorunlar aşılırsa sektörümüzü çok güzel fırsatlar bekliyor. Hatta bu fırsatları yakalayan pek çok firma yatırımlarına hız kazandırdı. Türk Metal Döküm Sektöründe çok sayıda firmamız 40 yıldan fazla bir süredir faaliyet gösteriyor ve ağırlıklı olarak küresel firmalar ile çalışıyor. Pek çoğu ürün konusunda da uzmanlaştı. Çok iyi laboratuvar alt yapılarımız var. Yani helva yapabilmek için her şey hazır. Sektör olarak Ar-Ge merkezi olan işletme sayımızı artırarak teknolojik ürün imalatına yönelmeliyiz. Hatta firmalarımız güçlerini birleştirerek ortak Ar-Ge çalışmaları yürütebilir. Sektörümüze döküm enstitüsü bile kazandırabiliriz. Rüştünü ispatlamış firmalarımız artık fason imalatçılıktan çıkıp yerlileştirme çalışmalarına da katkı sağlayacak şekilde kendi ürünlerini geliştirmeli diye düşünüyorum. Endüstriyel ürünlerin imalatında hala büyük oranda döküm ürünler tercih ediliyor. Niş pazarları araştırmalı ve yüksek karlılığı olan imalatlara yönelmeliyiz. Sektörde rekabet giderek artıyor. Farklılaşmazsak sektör olarak çok büyük problemler ile karşı karşıya kalacağız. Sektörü bekleyen en önemli problem bence firmalarımızın gelişerek büyümemeleri olacak.

 

Sebahattin Karabulut – Nemak İzmir Döküm Genel Müdürü

2022 Yılı Bizim Gibi Kıtalararası Sevkiyat Yapan Firmalar İçin Büyük Mücadele Yılı Olacaktır 

2021 yılı Nemak Türkiye için beklentilerin altında gerçekleşen bir yıl oldu. Özellikle ön ihbarsız gelen sipariş iptalleri, buna karşılık yüksek alüminyum fiyatları ve hızlı değişen alüminyum prim fiyatları, üzerine enerji fiyatları da eklendiğinde ticaretimizi ciddi anlamda etkilemiştir. Sadece Türkiye’de değil Avrupa’da da ana sanayilerin dalgalanmayı tetikleyen çok kısa süreli sipariş değişimleri tedarikçi olarak bizleri de zor durumda bıraktı.

2022 yılının da benzer bir yıl olacağı görüşündeyiz. Yine ana konu alüminyum prim fiyatları, enerji fiyatları, bunun yanında deniz aşırı veya kıtalararası sevkiyat yapan bizim gibi firmalar için lojistik çok büyük bir mücadele olacaktır. Bu problemleri aşabilmek için şirket bütün Avrupa ve dünyadaki diğer birimleriyle beraber ortak bir strateji geliştirmektedir.

Enerji Kesintileri Ülke Olarak İtibarımızı Zedeliyor

Enerji maliyetleri, ciddi bir toplam maliyet artırım unsuru oluşturmakla birlikte özellikle bu yıl yaşadığımız ve çok kısa bir süre içerisinde verilen kararın ardından uygulanan enerji kesintisi, satış kaybımızdan öte, ülke olarak itibarımızı zedeliyor. Biz sanayicilerin müşterilerimize karşı güvenini sarsıyor. Biz de bunu yaşadık. Bunun daha da büyüyebileceğini bir endişe olarak bize ileten, bizimle konuşan, müşterilerimiz oldu. Belki maliyetten daha öte konu, bunun planlanamamış olması ve tekrarlanma olasılığıyla çıkması…

2022 Yılında Bize Ciddi Geri Dönüşler Olacak

Türkiye’de döküm sektöründe yapılan yeni yatırımların yanında aynı zamanda ülkemizin, döküm prosesindeki yüksek tecrübesi ve iş gücünün Doğu Avrupa’ya dahi kıyaslandığında ucuz kalması değerlendirildiğinde bir fırsat yaşayacaktır ve 2022 yılında bize ciddi bir geri dönüş sağlayacaktır diye düşünüyorum.

Otomotiv Sektöründeki Belirsizlik Ve Değişim Devam Ediyor

Otomotiv sektöründeki belirsizlik ve değişim bizim gibi ana motor ünitelerine alüminyum parça üreten, döküm yapan ve işleyen firmaları etkileyecektir. Bizce belirsizlik devam etmektedir. Çünkü içten yanmalı motorlarla birlikte çalışacak hibrid bir araç mı, yoksa tamamen elektrikli bir araç mı sorusu halen tahminlerle ilerlemektedir. Ama gördüğümüz değerlendirmeler, hibritten çok tamamen elektrikli araçların daha büyük bir parçayı oluşturacağı ve toplamda döktüğümüz motor bazlı parçaların sayısının ve hacminin düşeceği yönündedir. Ama bunun da bizim için bir fırsat olan, aracın şasisini oluşturan yapısal parçalara doğru üretimi kaydırmak yönünde bir mücadele sergilememizin ana unsur olacağını düşünüyoruz.

 

Mehmet Rıfat Özalp – Silvan Sanayi Teknik Müdürü

2021 Hedeflediğimiz Oranları Yakaladığımız Bir Yıl Oldu

2020’ye kıyasla pandeminin getirdiği sorunları geçen sene daha az yaşadık. Şirketimizde alınan önlemler ve uygulamalar ile devamsızlıkların ve iş akışındaki aksamaların önüne büyük ölçüde geçebildik. Tahmin ediyorum ki zaman içerisinde bireylerin de bu konudaki bilinci ve hassasiyeti arttıkça sosyal yaşamlarında da bu önlemlere riayet ettiler. Bu nedenle kayda değer bir üretim duruşu yaşanmadı.

Model tedariki haricinde tedarik zinciri ile ilgili de ciddi bir sorunumuz olmadı. Geçen senenin son aylarında model üreticileri kontrplak bulmakta zorlandıklarını ifade ettiler. Bazı modeller bu nedenle elimize geç ulaştı ve müşterilerimize verdiğimiz teslim tarihlerini bazı siparişlerde tutturamadık.

2021’de dökümhanelere oldukça sıkıntı yaşatan başlıca iki konu hammadde ve enerjideki maliyet artışları oldu. Sene başında başlayan hurda sac ve alyaj fiyatlarındaki artışı döküm parça satış fiyatlarına birebir yansıtmak maalesef mümkün olmadı. Her müşteri alyaj korumalı satış fiyatı sözleşmesi uygulamasını kabul etmiyor. Kabul eden müşterilerin uygulama formülleri de gerek tercih edilen referans indeks gerekse hesap metodu sebebiyle kar marjlarının korunmasına yeterli olamıyor.

Bilhassa geçen senenin ikinci yarısına denk gelen elektrik ve doğalgaz maliyetindeki sürekli artış trendi de favök aşınmasına sebebiyet verdi.

Bu zorluklarla beraber sipariş miktarları ve doluluk açısından 2020’ye göre çok daha iyi bir sene yaşadık. Maden sektöründeki canlanmanın etkisi ile hedeflediğimiz doluluk oranı ile geride bıraktığımız bir sene oldu 2021… 

Dökümhanelerin Sipariş Dolulukları Memnuniyet Verici Düzeyde

2022’yi global düzeyde yatırımların ve üretimin hız kazanacağı bir yıl olarak öngörüyorum.

Bununla beraber Amerika’nın ve Avrupa ülkelerinin pandemi sürecinde oluşturduğu yeni tedarik stratejisinin de döküm sektörümüze avantajlar getireceği de bir gerçek… Çevremden duyduğum kadarıyla dökümhanelerin sipariş dolulukları memnuniyet verici düzeyde seyrediyor. 2022’de ve takip eden yıllarda da döküm sektörümüz için olumlu gelişmeler olacağını öngörüyorum. Fakat artan maliyetler sebebi ile güncellenmiş fiyatları kabul ettirmeye çalışmak dökümcülerimiz için yorucu ve zorlu bir süreç olacak.

Rusya-Ukrayna Krizi Enerji Maliyetlerine Bağlı Olarak Enflasyonu Artıracak

2022’ye maalesef Rusya-Ukrayna krizi ile adım attık. Bu krizden en çok etkilenecek olan ülkenin bizim ülkemiz olduğunu düşünüyorum. Tahmin ediyorum ki zaten artış trendinde olan enerji maliyetlerimiz bu krizin etkisiyle daha da artacak ve enflasyon çeşitli ekonomik dinamiklere bağlı olarak yükselecek. Buna paralel olarak artacak döviz kuru ile Dolar ve Euro bazında maliyetlerimiz bir miktar dengelenmiş olur. Durum böyle gelişse bile bu krizin döküm sektörümüzün maliyetlerini döviz bazında arttıracağını öngörüyorum. Bu nedenle rekabet gücümüz bazı yurtdışı pazarlarda azalabilir. Bilhassa navlun maliyetinin yüksek olduğu ülkelere ihracatımız bu durumdan olumsuz etkilenecektir.

Krizi Fırsata Çevirirken Katma Değerli Üretim Hedefini de Unutmamamız Gerekiyor

1950’lerden bu yana döküm sektörüne yapılan değerli yatırımlara, insanımızın çalışkanlığı, enerji ve iş gücümüzün nispeten düşük maliyeti, üretim ve hizmet kalitemizin her geçen yıl gelişmesi ve ülkemizin coğrafi konum avantajı eklendiğinde döküm parça tedarikinde tercih edilen bir ülke olma durumumuz her geçen sene pekişiyor. Türk döküm sektöründeki büyüme, dünya ortalamasının oldukça üzerinde seyrediyor. Pandemi bir süreliğine bu süreci yavaşlattı ama süreç geride kaldığında Türkiye’nin coğrafi konumu sebebi ile tedarik zincirinde ön plana çıkması kaçınılmazdır. Ama tabi ki bu krizi fırsata çevirirken katma değerli üretim hedefini de unutmamamız lazım. Ekipman, kadro ve proses bazında sürekli iyileştirme anlayışını benimsemek esas olmalı. Gerek işletme körlüğü gerekse ekipman eksikliği sebebi ile maliyetleri yukarda tutan unsurların tespit edilip aksiyon alınması bu süreçte dökümhanelerimizin faydasına olacaktır. Özellikle bundan sonra enerji verimliliği üzerinde durulmasını ve bu süreci takip edecek bir yöneticinin atanmasını tavsiye ederim. Ayrıca endüstri 4.0 trendlerine uygun iş zekâsı sistemlerine ve ekipmanlarda otomasyona geçiş hazırlıklarını yaparak rekabet güçlerini arttırmaları yerinde olur.

Bu iyileştirmeleri gerçekleştirirken kurumsal yapılanmayı da ihmal etmemek gerekiyor. Tesislerimizin iş yükü artarken yöneticilerimizin bu konulara zaman ayırması oldukça güç olacaktır, bunun için de işletmelerimize kendini ispatlamış kuruluşlardan danışmanlık hizmeti almasını tavsiye ederim. Bunun sonucunda işletmelerimiz gelişen küresel dinamiklere uygun olarak yenilikçi ve rekabetçi bir organizasyon olarak yapılanacaktır.

Sektörümüzün Avantajları Olduğu Gibi Bekleyen Sorunlarımız da Var

Metal döküm sektörümüzde avantaj olarak; modern teknolojiye uygun rekabet gücü yüksek, yeni tesisler; genç, yetişmiş ve kalifiye insan gücü; Türkiye’deki yatırımların coğrafi dağılımın uygunluğu; dökümhaneler bünyesinde oluşan talaşlı işleme yatırımlarının yarattığı avantaj; ekonomik kriz dönemlerinde ayakta kalabilme gücü ve deneyimi; yabancı dil bilgisi ve bilgisayar, yazılım kullanımının yoğunluğu; ihracat arzusu ve bilgisi ön plana çıkıyor.

Bununla beraber iklim krizi ve döngüsel ekonomiye geçişle birlikte AB Yeşil Mutabakatının düzenlemeleri ve ilgili standartlara uyum sağlanması süreci, olması gerektiği gibi gitmezse bu durum önemli bir problem olarak döküm sektörünün karşısına çıkacaktır. Nitelikli iş gücüne ve mesleki eğitim sistemine duyulan ihtiyaç her zaman önümüzde duruyor. İyi tahsil görmüş gençlerimizin yurtdışında daha cazip şartlarda çalışma ve yaşama imkânı bulması da sektörümüz için bir sorun haline gelebilir.

OSB’lerin de yenilenebilir enerjiye yönelik yatırımlarını engelleyen mevzuatları en kısa sürede düzeltilmelidir. Aksi takdirde sanayicilerimizin ulusal ve uluslararası rekabet gücü her geçen gün azalacaktır.

 

İlhan Aydıner – Tuğçelik Yönetim Kurulu Üyesi

Enerji Maliyetleri Uzun Dönemde Fiyat Avantajımızı Etkileyebilir

2021 yılını değerlendirdiğimizde genel olarak yüzde 20 gibi bir düşüş yaşandı. 2022 yılının 2021’den daha iyi geçeceğini öngörüyoruz. 2021 yılının kayıplarının telafi edildiği bir sene olacak.  

Enerji maliyetleri ve temininde yaşanan kriz sektörümüzü elbette olumsuz etkileyecek. Üretim kayıpları yaşanırsa telafisi mümkün olmayan hasarlar oluşur ve daimi işlerimizi kaybedebiliriz. Artan enerji maliyetleri ise maalesef Türk firmaları için geçerli mevcut fiyat avantajının uzun dönemde kaybedilmesine neden olacak ve finansal açıdan zayıf olan firmaların üretim faaliyetlerini olumsuz etkileyecektir.

Enerji arzı ve dağıtımında olumlu adımlar atılmalıdır. Ekonomik ve bağımsız bir Merkez Bankası para politikası planlanıp yönetilmelidir. Ülkemize batıdan gelecek yabancı yatırımcının güvenebileceği bir politika belirlenmelidir. Zira otomotivde hedef pazar Avrupa’dır. Bunların sağlanması durumunda çok ciddi fırsatlar yakalayabiliriz ve bu fırsatları kazanımlara dönüştürebiliriz.  

Genelde ülkemiz ve özelde sektörümüzün ucuz iş gücü, sektörel tecrübe ve lojistik avantajlarına karşın maalesef ekonomik, politik ve enerji kısıtı gibi dezanavtajları mevcut.

 

Metin Yazkan – Yazkan Döküm Genel Müdürü

2021 Yılında Kapasitemiz Maksimum Seviyeye Çıktı ve Yeni Dökümhane Yatırımına Karar Verdik

2021 yılının firmamız açısından başarılı geçtiğini söyleyebiliriz. Kapasite olarak maksimum seviyeye çıktığımız ve yeni dökümhane yatırımına karar aldığımız bir yıl oldu. Hammadde ve ferro alyajlara gelen aşırı zamlar tek olumsuzluktu. Bunların telafisini ancak yıl sonuna doğru almaya başladık.

2022 yılının 2021’den daha kolay geçeceğini düşünüyoruz. Malzeme artışlarındaki zararımızın telafisini yapacağımız bir yıl olacak düşüncesindeyim.

Enerji maliyetleri ve kısıtlamaları genel olarak sanayiyi ve sektörümüzü mutlaka olumsuz etkiliyor. Son yaşadığımız üç günlük kesinti müşteri kanadında şüphe uyandırdı. Özellikle enerjiyi çok tüketen sektörler için yeni tarifeler çıkarılmalı.

Özellikle son iki yıldır Avrupa’dan çok ciddi talepler almaya başladık. Bunun devamını sağlamak, ülkemizin ekonomik açıdan daha istikrarlı bir sürece girmesiyle mümkün olabilir. Tabii ki global emtia ve enerji fiyatlarında gerileme de bunu destekler.

Sektörümüzde Avrupa ölçeğinde modern ve kaliteli üretim yapan dökümhanelerimiz mevcut… Bütün dökümhaneler artan siparişler nedeniyle istihdam etmek için yeni çalışan alımı yapmaktadır. Aynı zamanda işçi bulmakta yaşanan zorluklar artarak devam ediyor. Özellikle ağır iş yapan bu iş koluna ilave istihdam destekleri verilebilir. Bu sayede hem işsizliğin azalmasına hem de ihracatın artmasına katkı sağlanır. 

 

 

METAL DÖKÜM SEKTÖRÜ 2021 YILI DEĞERLENDİRMESİ VE 2022 YILI ÖNGÖRÜLERİ - I. BÖLÜM

 

TÜDÖKSAD, Dünya Dökümcüler Birliği ve Avrupa Dökümcüler Birliği Üyesidir.

İŞ BİRLİKLERİMİZ

TÜDÖKSAD, CHROMAFOR (Erasmus+ KA202) projesinin bir ortağıdır.
TÜDÖKSAD, Türkiye Döngüsel Ekonomi Platformunun bir üyesidir
Rakamlarla TÜDÖKSAD
6.5 Milyar

Türkiye Döküm İhracatı (Euro)

2

Türkiye'nin Avrupa Döküm Üretim Sıralaması

1976

Kuruluş Tarihi

194

TÜDÖKSAD Üyelerinin Sayısı